Osman Hamdi Bey’in en tartışmalı eseri Mihrap (Yaratılış)

OSMAN HAMDİ BEY’İN EN TARTIŞMALI ESERİ MİHRAP (YARATILIŞ)

Hani yaşadığınız sorunları sayfalar dolusu yazarsınız da yine istediğiniz gibi anlatamazsınız ya. Tam pes edip vazgeçecekken, bir de bakarsınız pat diye bir cümle, bir olay, bir resim… konuyu bir çırpıda özetlemiştir.

İşte benim de karşıma Osman Hamdi Bey’in “Mihrap” isimli tablosu çıktı çıkalı yıllardır “işte bu” der dururum. Nihayet tablo üzerinden kadınların sorunlarına değinecek bir bahanem oldu.

Bu tablo, ülkemizdeki kadınların sorunlarını bir çırpıda anlatan, dilimizin ucuna gelen ama bir türlü söyleyemediğimiz tanımların ta kendisi.

Nasıl mı? İşte buyurun. Dilerseniz öncelikle bu tabloyu bugün hangi bahaneyle size anlattığımdan bahsedeyim.

27 Şubat tarihi, 2005 yılından itibaren Dünya Ressamlar Günü olarak kutlanmaya başlamış. İnsanlık için büyük, ressamlar için küçük bir adım. Çünkü ressamlık ülkemizde ve Dünya’da değeri en az bilinen ve anlaşılan mesleklerden birisi. Hele de ülkemizde. Dünyaca ünlüler bir yana dursun ülkemizde yetişmiş ressamları sayın deseler kimsenin aklına isim gelmez. Üzülmeyin bu sizin suçunuz değil. Hiçbir konuda düşündürmeyen, edilgen, ezberci eğitim sistemimizin sonucu olarak tabi ki ressamları okulda öğrenmenizi beklememiştim. Ama ayağınıza gelen bilgileri parmağınızın bir hamlesiyle “Aman canım. Çok uzun. Okumaya üşenirim” diye savurduysanız, o zaman söyleyecek fazla da bir şey kalmıyor.

Okumaya devam edenlerdenseniz eğer, öncelikle bir bravoyu hak ettiniz. Hazır okuyanları bulmuşken konuyu dağıtmadan devam ediyorum.

Osman Hamdi Bey, bugün Mimar Sinan Üniversitesi olarak bildiğimiz Sana-i Nefise’nin kurucusu, İstanbul Arkeoloji Müzesinin açılmasında büyük katkıları olan, tarihi eserlerin kaçırılmaması için ilk yasaların çıkmasına vesile olmuş değerli bir bilim insanımızdır. Kadıköy’ün de ilk belediye başkanlığını da yapmış olan Hamdi Bey, 1887-1888 yılları arasında Lübnan’da “Sayda Kral Mezarları Kazısı”na katılmış, ünlü “İskender Lahdi”ni bulan arkeolog, ressam, devlet adamı, siyasetçi kısacası önemli bir değerimizdir.

Siz onu muhtemelen “Kaplumbağa Terbiyecisi” isimli benzer fakat dikkatle incelendiğinde anlamları çok farklı iki yağlı boya tablosu ile tanıyorsunuz. Ama bence asıl önemli eserlerini kadınlar üzerine yaptığı çalışmalar ile vermiştir. Bugünkü konumuz da yine o eserlerinden birisi. Hem de en tartışmalısı.

Meraklananlara kötü bir haberim var. Tablo en son Demirbank’ın envanterlerinde görünüyordu. Fakat TMSF’ye devredildikten sonra bankanın arşiv kayıtlarında bulunamadı. Yani kayıp! Şaşırdık mı?? Yok. Normal böyle şeyler. Tablo bu, kaybolabilir. Sıkılmış şöyle bir Avrupa’yı dolaşayım demiştir. Normal. O zaman devam ediyorum.

Tabloya ilk baktığımızda, camide Kur’an okunan rahle üzerine oturmuş bir kadın göze çarpar. Hafif dekolte kıyafetler içinde karnı şiş, başı açık, ayaklarının altında Kur’an, Zerdüşt dininin kitabı Zend-avesta ve Budizm’in kitabı Sakiya-muni ile karmakarışık kağıtlar bulunmaktadır.

Kadın, namaz kılarken Kabe’nin yönünü gösteren mihraba sırtını dönmüştür. Aşağıda ayaklarının dibinde bir tütsü yanmakta, tütsünün buğusu etrafa yayılmaktadır.

Peki bütün bunlar ne anlama gelmektedir. İşte yanıtları:

Osman Hamdi Bey, tablolarında Doğu felsefesini ve kültürünü anlatma çabası içindedir. Osmanlı’nın yenileşme döneminde yaşamış olmasının etkisiyle Batının çağdaş, yenilikçi felsefesini benimsemiştir. Toplumda kadınların yok sayılmasını ve dini dogmalar nedeniyle geride kalmalarını eleştirir. Tabloda, mihraba sırtını dönen kadın doğuyu arkasına almış yüzü batıya dönüktür. Kadının tabloda göğüslerinin belirgin çizilmesi anaç ve anneliğine yapılmış bir vurgudur. Kadın vücut hatları belirgin ve aşırı renkli kıyafeti ile camide giyilmesi gereken alışık olduğumuz kılık kıyafet kurallarına uyumamaktadır. Burada ressam dini kuralların kadınların renkli kişiliklerine uymadığına dikkat çeker. Din üzerinden kadının kılık kıyafetine karışıldığı eleştirisini yapar. Karnının şiş olması hamile olduğunu anlatmaktadır. Karın şişliği nedeniyle tablonun isminin Mihrap değil de Yaratılış olması gerektiğini iddia edenler de vardır. Haksız da sayılmazlar. Kaynaklarda tablonun Avrupa’da (Berlin ve Londra) La Genèse (Tekvin ya da Yaratılış) ismiyle sergilendiği bilinmektedir. Tabloda kadının ayaklarının altında darmadağınık duran kutsal kitaplar rahatsız edicidir. Ressam neden böylesine rahatsız edici bir detayı tablosuna koymuştur.

Semavi dinler, kadınları toplumda görülmemesi gereken, ikinci sınıf, sadece doğuran, besleyen, büyüten, temizleyen ve evde olması gereken bir varlık olarak betimlemektedir. İşte Osman Hamdi Bey de dini bu nedenle sorgulamakta kadın üzerinde ısrarla durmaktadır. Avrupa’da aldığı bilimsel eğitim düşünce yapısını etkilemiş, kadının yok sayılmadığı çağdaş bir yaşam tarzını benimsemiştir. Tablodaki kadın doğuya ait bütün dini öğretilerin üzerinde dik durarak yükselmekte, doğunun gelişime kapalı tüm dini dogmalarına sırtını dönmektedir. Eğer Tanrı’nın bir sureti var ise onun kendisi olduğu, dünyaya getirdiği canlıya yön vermesi gerektiği, bunun için de öncelikle kendisine biçilen bütün baskılardan kurtulması gerektiği vurgulanmaktadır.

Sonuçta cumhuriyetimizin 100. Yılına geldiğimiz günlerde tablonun kayıp olması, kadınların hala baskı ve şiddete maruz kalmaları, mantar gibi türeyen cemaat yapıları ve eğitimden yoksun kadınlarımız ile bir arpa boyu yol alamadığımız aşikardır.

Ben kadınlardan çok bu yolda erkeklerin güçlü olması gerektiğini savunanlardanım. Çünkü o hakları vermek erkekler için hiç kolay değil. Kadınların evdeki hizmetleri lüksünden vazgeçmek her erkeğin işine gelmiyor. Bu nedenle yüzlerce yıl önce soruna parmak basmış, kendisine cephe alınma riskini göze alarak elini taşın altına koymuş bu değerli bilim insanını sizlere anlatmaktan büyük onur duydum. Ressamlar gününde anılmayı sonuna kadar hak eden Osman Hamdi Bey’e minnetle.. Saygıyla…

Berna Deveci

Yararlanılan Kaynaklar:

www.bubisanat.com, Türk sanat tarihinin gizemi Mihrap Tablosu

www.wanart.com, Osman Hamdi Bey’in kayıp tablosu Mihrap

0 Paylaşımlar

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*